Tavsiyeler-Mahmut Toptaş

mtoptasTavsiyeler*

Mahmut Toptaş

İç ve dış temizliğinize önem verin. Sevdiklerinizi sevmeye devam edin. Sevginizi artıracak hediyeleşmelere ağırlık verin. Yaratılmışlar arasında en çok Peygamberimizi sevin. Çünkü o, sevdiklerimize nasıl davranacağımızın mükemmel örneği ve önderimizdir.
Bizi yaratan, yaşatan, yöneten ve gözeten Allah’ımızın yarattıklarına Allah rızası için sevgiyle bakın.
Allah’ın bize iyilikleri güzel bir şekilde sunduğu gibi Onun yarattıklarına yapacağınız iyilikleri güzel bir şekilde sunun.
Hiçbir kimsenin şahsiyetini törpülemeyin, aşağılamayın alçaltmayın. Biz, insanların üzerindeki inkâr pisliğinin düşmanıyız.
İyilikleri görün, yayılması için gayret gösterin. Kötülükleri de yara gibi sargı altında tedavi edin. Cerahati patlatın ama milletin midesini bulandıracak şekilde ortalığa yaymayın. Doktorun yardığı çıbanı sargıyla sardığı gibi tedavi amaçlı gizleyin.
Hastanın doktoruna güvendiği sırlarını doktorun gizlediği gibi siz de sırlarınızı ve başkalarının sırlarını gizleyin. Küsünce daha fazla gizleyin.
Dosta düşmana güven verin.
İşinizi, sözünüzü güzel, faydalı ve sağlam yapın.
Zalimin zulmünü engelleyerek, mazlumun yanında yer alarak hem zalime hem mazluma yardım edin.
Elinizi, dövmede değil sevmede kullanın. Alan el değil, veren el olun.
Yük olmayın ama yük taşımaya yardım edin.
Gözünüzü açın, gönül açıcı işler yapın, sözler söyleyin ama açıkgöz olmayın.
Ya öğrenen, ya öğreten, ya dinleyen olun.
Malıyla, unuyla ünlenenlerden değil, ilmiyle, irfanıyla, haliyle, çevreye karşı güzel davranışlarıyla güzel bir ün bırakın.
İnsan ağzından çıkan her söze önem verin. Her sözü duyun en güzeline uyun.
Bakışlarınız güven versin, gönül açsın, taciz etmesin, gönül karartmasın.
Gönlün kirlenmesi, denizlerin kirlenmesinden daha tehlikelidir. Göz ve kulaklarınızdan içeriye kirli şeyler girmesin.
Ağzınızdan çıkan kelimeler, sarraf terazisinden daha hassan teraziyle tartıldıktan sonra çıksın ağzınızdan.
İnceliğe, nezakete önem verin.
Yumuşak huylu, tatlı dilli, güler yüzlü, geniş, yanık ve yazık yürekli olun.
Her şeyden haberdar olun. Kötü haberleri yaymayın, ilgilisine bildirin.
Büyük alim, büyük komutan, büyük sanatkar, büyük işadamı olmaya çalışın.
Vermeyene verin, gelmeyene gidin.
Mü’minin önüne hiçbir kâfiri geçirmeyin.
Göz ve gönlünüzde Allah’ı büyütün, düşmanlarını küçültün.
Kendinizi, ailenizi ve insanlık ailesini şirkten, kötülüklerden koruyun.
Gönlünüzü imanla, midenizi helak rızıkla doyurun.
Hesaba çekileceğinizi bilin. Ölmeden önce kendinizi hesaba çekin. Zalimlere hesap sorun. Düşmanın çokluğundan korkmayın “Hasbunallah” deyin ve yürüyün.
***
Cömert olun. Başkasının sırtından veya devlerin imkanlarından saçıp savuranlar cömert sayılmazlar. Özellikle Ramazan günlerinde daha çok cömert olun.
“Allah’ın sana verdiği gibi sen de güzel bir şekilde ver” (Kasas 77)
“Yok ki ne vereyim?” deme. Ekmeğinin yarısını ver. Efendimizin ifadesiyle bir tek hurman varsa onun yarısını vermek servetin yarısını vermek gibidir.
Her zaman cömert olan sevgili peygamberimiz, Ramazan ayında daha cömert olurmuş. Hatta devamlı esen ve her şeye faydalı olan ve her şeyi etkileyen tatlı rüzgardan daha cömert olurmuş. (Buhari, savm, hadis 1795, 1807)
Birileri devletin fişlemesinden korkar. Siz, korkmayın. O devlet babaysa her vatandaşının nerede ne yaptığını, yemesini, içmesini, hastalığını, tedavisini, eğitimini her şeyini takip etmelidir.
Siz her an Rabbimiz tarafından gözetildiğinize iman etmişsiniz. Kiramen katibin melekleri tarafından yirmi dört saat gözetildiğinize iman ediyorsunuz.
Gözetildiğini bilen. Dostlarını gözetir. Düşmanlarını gözetim altında tutar.
Davetlere icabet ediniz. Sevginiz artar. Dostluklar takviye edilir.
Sevdiklerinize sevdiğinizi bir şekilde bildiriniz.
Edepli olunuz. Edebinizi halinizle gösterirken nazik olunuz, dille ifade ederken edebiyata dikkat ediniz.
Daima hakkın ve haklının yanında yer alınız.
En hakiki dostun Allah olduğunu biliniz, Allah dostlarını da dost edininiz. İman eden imanında samimi olan herkesi Allah dostu olarak görünüz.
Allah’a hamd ediniz. Rasulüne salavata devam ediniz. Övülmeye layık olanları taltif ediniz. Yerilmeye layık olanları da yerilmekten övülmeye layık hale getiriniz.
Çevrenizi iyi tanıyınız. İyilerin, güzellerin, cömertlerin, alimlerin, nerede ne iş yaptığını biliniz ve gücünüz yettiğince onlara yardımcı olunuz.
İnkarcılığı yayan, kötülük yapan, zarar veren, rahatsız edenleri de tanıyınız ve kanser hastalığından, AIDS’ten daha tehlikeli hastalığa yakalanan bu insanları tedavi ettiriniz.
Yolcunun yoldaşı, gariplerin arkadaşı, hastaların ilacı, kimsesizlerin kimsesi olunuz.
Siz, ihtiyacınızı yalnız Allah’a arz ediniz ama ihtiyaç sahiplerini geri çevirmeyiniz.
Gücünüzün farkında olunuz. Kullanmasını biliniz.
Hayırlı işlerde en önde olunuz.
Kimi öne geçireceğinizi, kimi geriye bırakacağınızı iyi biliniz.
İnsanlar sizi yaptığınız güzel ve faydalı şeylerle hatırlasın.
Hem nimet, hem hizmet veriniz.
Mazlumların intikamını zalimlerden alınız.
Affedici olunuz.
Birleştirici olunuz, parçalayıcı olmayınız. Arabulucu olunuz, arabozucu olmayınız.
Aydın olunuz. Aydınlatınız.
Tehdit etmeyiniz, teklif getirip, yol gösteriniz.
İki dünyasına yarayacak kalıcı sözler, kalıcı işler yapınız.
Ölünce varislerinize temiz bir isim, helal kazanç bırakınız.
Bütün bunları başarırken azminizi, iradenizi sabır taşında bileğleyiniz ve sabırla yürüyünüz.

Her gün dünyada ve Türkiye’de olup bitenlere kısaca bir kulak verdikten sonra bu gün ben bu dünya ve dünyalılara karşı görevlerim nedir, bu dünya ve dünyalılardan benim hakkım nedir? Diyerek harekete geçmeli ve her ikisini de hakkıyla yerine getirmeli.
Şunları ise hiçbir zaman ihmal etmemeli:
Sabah kalkarken Bismillah çekerek kalkmalı.
Abdest alırken önce dişleri fırçalamalı.
Sabah namazını kılmalı.
O günlük işlerini ihmal etmemeli.
Verdiği sözleri yerine getirmeli.
Yolda giderken tanıdığına tanımadığına selam vermeli.
Büyüklere saygılı, küçüklere sevgili olmalı.
Gülümsemenin sadaka vermek gibi olduğu bilinmeli ve insanlara bakarken taciz bakışıyla değil, huzur ve güven veren bir bakışla bakmalı.
Güçlülere yaltaklanmaktan, zayıflara efelenmekten uzak durmalı.
İnsan içinde burnuyla oynamamalı.
Tükürüğünü mendiline atmalı.
Toplum içinde gerinerek esnemekten kaçınmalı.
Esnemeyi gerektiren tembellikten sakınmalı.
Öksürük ve geğirme esnasında ağzını eliyle kapamalı.
Gıybet ve iftiradan uzak durmalı.
İnsanları üzecek, utandıracak kelimeler konuşmamalı.
Fakirlik, hastalık gibi kötü durumlarını ehli olan zengin ve doktor gibi insanlardan ve Allah’tan başka kimseye söylememeli. Söylerseniz, dostlarınızı bir şey yapamadığı için üzersiniz, düşmanlarınızı sevindirirsiniz.
Kızdığınız kişiye karşı hemen dilinizi tutunuz. O halde iken bir kötü söz çıkar ki geriye dönüşü olmaz.
Kazandığınızın bir kısmını fakirlere yardım ediniz. Verdiğiniz şey malınızın en iyilerinden olsun.
Kazandığınızda şımarmayın, kaybettiğinizde üzülmeyin.
Metin olun çalışmaya devam edin. “Olanda hayır vardır” deyip kazaya rızayı devam ettirin.
Yemekten önce elleri yıkayın. Yemekten sonra da ağzınızla beraber yıkayın.
Acıkmadan yemek yemeyin.
İyice doymadan yemekten kalkın.
Lokmanız küçük olsun, çokça çiğneyin.
Yemeğin başında Bismillah çekin, sonunda Elhamdülillah deyin.
Günlük Kur’an’dan bir bölüm okuyunuz.
Yakınınızdaki camide vaaz varsa günde bir vaaz veya bir konferans dinleyiniz.
Alim ve Salih insanlarla beraber olun. “İslinin yanında is kokar, mislinin yanında mis kokar demişler. Kötü huy, bulaşıcı hastalık gibidir. Onlarla ilişki, doktorun hastasıyla olan ilişkisi gibi olmalıdır.
Herkes hakkında iyimser olunuz ama tedbiri elden bırakmayınız. İşinizi sağlam yapınız.
Hastalıkta ve sağlıkta dost ziyaretlerini ihmal etmeyiniz. Hediyeler götürünüz.
Ana-babanızın gönlünü alınız, nasihatlerine kulak veriniz.
Dostlarınızı severken göklere çıkarmayınız, düşmanlarınızı yererken yere batırmayınız.
Ayıp araştırıcısı olmayınız.
Burnunuz kötü kokulara değil iyi kokulara alışkın olsun.
Yolda giderken bakışınızla, ayak sesinizle veya yüksekten konuşarak kimseyi rahatsız etmeyiniz.
Çocuklarınıza beddua etmeyiniz. Hayır dua ediniz. Sevgiyle büyütünüz.
Kimseye haset etmeyiniz. Çalışınız.
Kimseye yük olmayınız.
Kendi işinizi kendiniz görünüz.
Sahip olduğunuz mal veya makam üzerinden sohbet etmeyiniz. Başkasının malını veya makamınıı aşağılamayınız.
Yapılan yanlışları usulüne uygun olarak gidermeye çalışınız.
Çarşıdan aldığınız eşyayı açık olarak getirmeyiniz. Komşunuz aç iken tok sabahlamayınız.
Evinize güleç yüzle dönünüz. Küçücük de olsa bir hediyeniz olsun. İş sorunlarınızı anlatarak evin tadını kaçırmayınız.
Helal yiyeceklerle bedeninizi, ibadetle ruhunuzu gıdalandırdıktan sonra abdestli olarak dualarla yatağınıza giriniz.
Kafaya bir şey takmayınız.
İş, olacağına varır.
Allahın dediği olur.

*)Milli Gazete’deki köşe yazılarından derlenmiştir.

Yorum bırakın