İstihare ve İstihare Namazı ,İstiharede Görülene Uymak Zorunlu mu?

İstihare ve İstihare Namazı ,İstiharede Görülene Uymak Zorunlu mu?*

Kimi insanlar her konuda istihare yapmanın yanlış karar almamıza engel olacağını düşünüyorlar, istiharede olumlu görürsek o şekilde hareket etmenin olabilecek olumsuzluklara engel olacağını söylüyorlar bu ne derece doğrudur? Bu zamanda hiç kimseye güvenemiyoruz; ister iş hayatında isterse evlilik hayatında olsun karar vermek eskisi gibi değil, çok zor oldu, insanlar gerçek kişiliklerini sergilemiyorlar, araştırmalar vs. bir yere kadar oluyor, istihare yaparak Cenab-ı Hakka danışmak doğrudur diyorlar, peki istiharede nelere dikkat edeceğiz; yani bu zamanda rüyanın tevilini herkes yapamaz, kimi zaman rüyada bize Cenâb-ı Hak ince ip uçları verse dahi biz bunu tabir edemediğimiz için anlayamıyoruz, yada rüyamızı hatırlayamıyoruz, yani ne rüyası gördüğümüzü bilmiyoruz, görülmeyen rüyayı olumluya mı yoracağız, olumsuza mı? Kimileri görülmeyen rüya olumsuza yorulur diyorlar ne derece doğrudur? İstiharede Kâbe’yi görmek ne manaya gelir, normal bir rüyada Kâbe’yi görmek ne demektir? İstihare bir sünnettir bunu kesin yapmamız gerekmez öyle değil mi? İstiharede olumsuz görürsek buna rağmen o işe girersek yanlış mı yapmış oluruz? istiharede renk görme zorunluluğu var mıdır? Rüyayı kime nasıl tabir ettireceğiz?

Cevap:

İstihare kelimesinin kökü “hayır ve khıyar” olup “birincisi iyilik, ikincisi tercih etmek”, seçmektir. Terim olarak istihare ise iki rek’at özel (istihare niyetiyle) namaz kıldıktan veya vakit namazını eda ettikten sonra özel duayı (istihare duasını)yapmaktan ibarettir. Bu duada Allah’tan, O’nun katında, O’na göre tercihe layık ve öncelikli olanı kuluna da seçtirmesi, kulun da onu tercih ederek gerçekleştirmeye yöneltmeyi, hayırlı değilse ondan vazgeçmeyi istemesi vardır (aşağıda dua örneği gelecektir).
İstihare güven derecesi bakımından istişareden sonra gelmekle beraber sünnettir. Müminlere her konuda istişare, yani güvenilir kimselere danışma, onlarla konuyu müzakere etme emredilmiştir. Güvenilir kimselerin verecekleri bilgi ve gösterecekleri yol, istihareden sonra kalbin bir tarafa meyletmesinden daha güvenilir bulunmuştur; çünkü insanın kalbinin meyletmesi, eğilim göstermesi, çeşitli saiklerle olabileceği için daima güvenilir değildir.
İstihare konusunda sahih hadisler vardır; bunlardan birinin meali şöyledir:
Allah Resulü bize, bütün işlerde istihareyi, Kur’an’dan bir sure öğretir gibi öğretir (ve şöyle buyururdu): Biriniz bir işe yöneldiği, önemli bir şey yapmak istediği zaman önce iki rek’at -farz olmayan- namaz kılsın, sonra şöyle desin: “Allah’ım senin ilminle seçmeyi, doğru seçim yapmayı diliyorum, senin kudretini istiyor, senin büyük lutfundan niyaz ediyorum; çünkü sen kadirsin benim gücüm yetmez, sen bilirsin ben bilmem, sen gizlilerin tamamını bilensin! Eğer şu iş benim dünya hayatım ve dinim için hayırlı ise onu bana yaz ve gerçekleştir, dünyam ve ahiretim için kötü ise onu benden beni ondan uzaklaştır, hakkımda hayırlı olan ne ise onu nasip et ve ondan hoşnut olmamı lütfeyle”
Peygamberimiz, “Bunu dedikten sonra istediği, dileği ne ise onu ifade etsin ve sonra ilk aklına geleni ve gönlüne yatanı yapsın” buyurmuştur.
Nasıl yapılır?
İstiharenin nasıl yapılacağı konusunu hadislere bakarak açıklayan fıkıhçılara göre birkaç uygulama şekli vardır.
a) Namaz kılmadan yukarıda geçen duayı yapmak.
b) Herhangi bir namazı kıldıktan sonra duayı yapmak.
c) Özellikle istihareye niyet ederek iki rek’at namaz kılmak (başka âyet ve sureleri okumak da caiz olmakla beraber birinci rekatta kâfirûn, ikince rekatta ihlas surelerini okumak tavsiye edilmiştir), sonra kıbleye dönük olarak istihare duasını okumak.
İstiharenin sonucu:
İstiharenin sonucu nasıl alınacaktır, niyet edilen işin iyi mi kötü mü olduğu, yapma veya yapmama şıklarından birinin nasıl tercih edileceği konusu üzerinde de durulmuştur. Hadislerde “sonra ilk olarak hangisi aklına geliyor ve içine yatıyorsa onu yapsın” buyurulduğu için “farklı davranış biçimleri ve şıklardan hangisine insanın gönlü daha çok yatıyor, meylediyorsa onu yapmalı ve onu hayırlı bilmelidir” denilmiştir.
Tereddüt devam ederse birden fazla istihare yapmak da caizdir.
İstihareyi başkasına yaptırma konusunda hadislerde açıklama yoktur; bu yüzden bazı alimler çekimser kalmışlar, çoğunluk ise başkasına da yaptırılabilir demişlerdir.
İstihare ve rüya:
Türkçe’de “istihare yapmak” tan çok “istihareye yatmak” ifadesi kullanılmakta ve uygulamada çok kere yukarıda anlatılan namaz ile duadan sonra uykuya yatılmakta, görülen rüyaya göre karara varılmaktadır. Hadislerde ve ilgili kaynaklarda uyku ve rüyadan hiç söz edilmemiştir. Peygamberimiz’in (s.a.) öğrettiği uyku ve rüya değil, “namaz, dua ve sonra akla ilk geleni, gönüle yatanı tercihtir”. Rüya konusunu istihare ile birleştirmek doğru değildir. Rüyanın sadık (gerçeğe uygun) olanı da vardır, kâzib (gerçeğe ters veya ilgisiz) olanı da vardır. Bu sebeple rüya belirleyici bir bilgi vasıtası değildir.
Önce istişare (danışmak, araştırıp soruşturmak, güvenilir kaynaklardan bilgi almak), sonra istihare ve sonra Allah’a güvenip/sığınıp karar vererek uygulamak; işte müminlerin tercih edecekleri yol budur. (*Kaynak:ttp://www.hayrettinkaraman.net/yazi/hayat2/0264.htm)

Soru:
Kıldığımız istihare namazından sonra gördüğümüz rüyaya göre mi hareket etmeliyiz. Gördüğümüz bu rüyalara şeytanın etkisi olabilir mi?

Cevap:
İstihare namazı ve duası yeterlidir. Bundan sonra görülecek rüya önemli ve bağlayıcı değildir, her rüyaya şeytan karışabilir. Bu sebeple görülen şeyler, dinin ve aklın kesin hükümlerine göre değerlendirilmeli ve buna göre hareket edilmelidir.

(Kaynak:http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00053.htm )

İSTİHARE NAMAZI
İstihare, bir hayır dileme, yapmak istediği bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için iki rekât namaz kılıp dua ederek rüyasında manevî bir işaret almak amacıyla uykuya yatmaya denilmektedir.

Bir iş yapılmak istenildiğinde istihâre yapmak sünnettir. Nitekim Efendimiz’in (s.a.s) ashab-ı kirama önemli işlerinde istihâreye başvurmalarını istediğini görüyoruz. Bir hadiste konuya şöyle işaret edilmektedir: “Resulullah(s.a.s) bütün işlerinde, Kur’an’dan sure öğretir gibi istihâreyi de öğreterek şöyle derdi: “Sizden biriniz bir ise niyetlendiği zaman farzın dışında iki rekât namaz kılsın ve şöyle desin: “Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es’elüke min fadlike’l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta’lemu ve lâ a’lemu ve ente allâmu’l guyûb. Allâhümme inkünte ta’lemu enne hâza’l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri tev âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta’lemu enne hâza’l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ev âcili emri ve âcilihi f’asrifhu anni va’srifni anhu ve’kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi” (Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III, 344).

Bu duanın anlamı şöyledir: “Allah’ım yapmayı düşündüğüm su işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah’ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur.”

İstihâre namazında nelerin okunacağı hadisle sabit değilse de, birinci rekâtta Fatiha’dan sonra Kâfirun, ikinci rekâtta ise, İhlâs sûrelerinin okunması güzel görülmüştür. Nevevî bunu müstehab görür. İmam Gazzalî de bu sûrelerin okunması gereğinden İhya’sında bahsetmektedir.

Evet yukarıda işaret edilen sureleri okuyup istihare namazını kıldıktan sonra,istihare duası okunur ve istenilen şeye niyet edilerek, Kıbleye dönülmek suretiyle yatılır. Böylece istihareye üç veya yedi geceye kadar devam edilebilir. Çünkü Hz. Peygamberin bazı duaları üç defa tekrar ettiği, hatta Enes b. Malik’e istihâreyi yediye kadar tekrar etmeyi telkin buyurduğu nakledilir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 142, 143). Bunun sonucunda ise sabah, görülen rüya üzerindeki yorumlara göre bir kanaat sahibi olunabilir.

Burada istihare ile ilgili şunları söylemekte de fayda vardır:1. İstihâre, iyiliği veya kötülüğü kestirilemeyen bir iş hakkında söz konusu olur. Hayırlı ve sevaplı olduğu kesin olarak bilinen bir konuda istihâreye gerek kalmaz.

2. İstihâre namazı, kerâhat vakitleri dışında her zaman kılınabilir. Çünkü hadiste vakit belirtilmemiştir. Ancak en uygun vakit gece yatmadan önceki vakittir.

3. Tereddüt edilen konuda istihareden önce istişareye ehemmiyet vermeli, konuyu bilenlerle yapılan istişareye uymalı, neye işaret ettiği kesin olarak bilinemeyen yoruma açık istihareye takılıp da istişarenin aksine karar verilmemelidir. Nitekim Efendimiz (sas) bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:
“İstihare eden zarar görmez; ama istişare eden de pişman olmaz.” (Tecrid-i Sarih Tercümesi, Ankara 1985, IV, 135)

4.İstiharenin sonucu bağlayıcı da değildir. Aksine hareket etmek de günah olmaz. Mühim olan, konuyu bilen ehil kimselerle
istişare etmek, bilmeyenlerin yanlış fikirlerine istişare gözüyle bakılıp bir yanlış da burada yapmamaktır.
(Ali Demirel/www.cevaplar.org )